Tüpbebek Nedir? ve Dahası...

Tüpbebek Sözlüğü ve Terimleri

  A
Abort, Habitüel (Abortion, Habitual):
Gebelikte düşük. Bir kadının üç ya da daha fazla düşüğünün olması durumunda kullanılan terim.
Abort, Tamamlanmamış (Abortion, Incomplete):
Gebelikte düşük. Bu düşük türünde rahim içinde doku parçaları kalmıştır. Komplikasyon oluşmaması için bu doku parçaları D&C ile uzaklaştırılmalıdır.
Abort, Gözden kaçan (Abortion, Missed):
Gebelikte düşük. Fetüsün rahim içinde öldüğü gözden kaçabilir çünkü kanama veya ağrı görülmez. D&C yapılması gerekir.
Abort, Spontan (Abortion, Spontaneous):
İlk 20 gestasyonel haftada oluşan düşük.
Abort, Terapötik (Abortion, Therapeutic):
Fetüsün kendi başına yaşayabileceği zamandan önce gebeliğin sonlandırılmasında kullanılan prosedür.
Abort Tehditi (Abortion, Threatened):
Gebeliğin erken döneminde gözlenen lekelenme ya da kanama. Spontan düşükle sonuçlanabilir.
ACTH:
Hipofiz bezinden salgılanan ve adrenal bezleri uyaran bir hormon. Fazla miktarı fertilite problemlerine yol açabilir.
Adezyon (Adhesion):
Abdominal boşluk, fallop tüpleri veya rahimde gözlenen yara dokusu. Adezyonlar, yumurtanın transportunu veya embriyonun rahime implantasyonunu etkileyebilir.
Adrenal Androjenler (Adrenal Androgens):
Adrenal bezler tarafından üretilen ve fazlalığında hem kadın hem de erkekte fertilite problemlerine neden olan bir erkek hormonu. Kadınlarda androjen miktarının yüksek olması, erkek tipi sekonder seks karakterlerinin ortaya çıkmasına ve hipofiz bezi tarafından LH ve FSH üretimlerinin baskılanmasına neden olur. Polikistik overli, veya hipofiz bezi, adrenal bez ve overlerinde tümör olan kadınlarda androjen düzeyi yüksek bulunabilir. Ayrıca yüksek prolaktin düzeyi ile de ilişkisi olabilir.
Aglütinasyon ( Agglutination):
Sperm hücrelerinin baş, boyun ve kuyruklarının değişik kombinasyonlarda birbirine yapışması anlamına gelir.
Alfa-fetoprotein Testi (Alfa-fetoprotein test) (AFP):
Fetüsün gelişimini değerlendirmek ve olası fetal anomalileri tespit edebilmek için yapılan bir kan testi.
AID (Artifisiyel İnseminasyon Donör) (Artificial Insemination Donor):
Artifisiyel inseminasyon donöre bakınız.
AIH (Artifisiyel İnseminasyon Homolog) (Artificial Insemination Homologous):
Artifisiyel inseminasyon homolog’a bakınız.
Akrozom ( Acrosome):
Spermin baş kısmında bulunan, spermin yumurtaya girmesini sağlayacak enzimlerle dolu vesikül.
Amenore (Amenorrhea):
Kadında hiç adet görmemiş olma durumu.
Amenore, Sekonder (Amenorrhea, Secondary):
Kadında bir kez adet görmüş fakat son altı ay veya daha uzun süredir adet görmemiş olma durumu.
Amniyosentez ( Amniosenthesis):
Ultrason eşliğinde, karın duvarından özel bir iğne ile girilerek amniyon boşluğundan amniyon sıvısının çekilmesi işlemine verilen isim.
Androjenler (Androgens):
Erkek cinsiyet hormonları.
Androlog (Andrologist):
Erkek infertilitesi ile ilgili laboratuar değerlendirmeleri yapan uzman veya bilim insanı. Tıp doktoru yerine doktora sahibi de olabilir. Genellikle in vitro fertilizasyon çalışmaları yapan bir tedavi merkezi ile afiliyedir.
Anoreksiya Nervoza (Anorexia Nervosa):
Yaşamı tehdit eden bir yememe hastalığı; kendini açlığa mahkum etme durumu. Bu durumda gözlenen şiddetli kilo kaybı ve malnütrisyon anovülasyona neden olur.
Anovülasyon (Anovulation):
Yumurtlamanın olmaması durumu.
Antikorlar (Antibodies):
Vücuda giren yabancı maddelere saldırıp mücadele eden kimyasal yapılar. Normalde enfeksiyonlardan korunmamızı sağlarlar; ancak, sperm veya fetüse saldırdıklarında infertiliteye sebep olurlar. Sperm antikorları erkek veya kadın tarafından üretilmiş olabilir.
Anti- mülleryan hormon ( Anti mullerian hormone):
Dişi müller kanalının gelişimini engelleyen hormon.
Antisperm Antikorları (Antisperm Antibodies):
Antikorlar, bakteri gibi yabancı maddelere saldırmak üzere immün sistem tarafından üretilirler. Antisperm antikorları kendilerini sperme bağlar ve hareket ve dölleme yeteneklerini inhibe ederler.
Antral folikül ( Antral Follicle):
Foliküler gelişim ile birlikte, foliküldeki sıvının artmasıyla içi sıvı dolu bir boşluk haline gelen, büyüyen folikül.
Artifisiyel İnseminasyon (Artificial Insemination) (AI);:
Koitus yerine, bir şırınga ile spermin serviks yakınında vajinaya veya direkt rahim içine bırakılması. Bu teknik, seksüel performans problemlerinde, sperm-mukus etkileşim bozukluğunda, zayıf nitelikteki semenin potansiyelini artırmak veya donör spermi kullanmak için uygulanır. Ayrıca Artifisiyel İnseminasyon Donör ve Artifisiyel İnseminasyon Homolog’a da bakınız.
Artifisiyel İnseminasyon Donör (Artificial Insemination Donor) (AID):
Donör spermiyle yapılan artifisiyel inseminasyon. Kadındaki serviks yakınına taze bir donör semen örneği veya dondurulup çözülmüş örnek bırakılır.
Artifisiyel İnseminasyon Homolog (Artificial Insemination Homologous) (AID):
Kadının eşinden alınan spermle yapılan artifisiyel inseminasyon. Sperm yıkanıp direkt olarak kadının rahimi içine bırakılabilir (IAIH). Genellikle semen niteliği zayıf olduğunda veya sperm-mukus problemini aşmada kullanılır.
Artifisiyel Spermatosel (Artificial Spermatocoele):
Tüpleri bağlanmış olan erkeklerden sperm toplamak için cerrahi olarak oluşturulmuş yapay bir kese.
Asherman Sendromu (Asherman’s Syndrome):
Rahim duvarlarının birbirine yapıştığı durum. Genellikle rahim içi bir iltihap söz konusudur.
Aspermi ( Aspermia):
Seminal plazma üretiminin olmayışı.
Aspirasyon Siklusu (Aspiration Cycle):
Bir veya daha fazla sayıda folikül içine girilip aspire edildiği halde oositlerin toplanılıp toplanılmadığının önemli olmadığı bir ART siklusu.
Asiste Yuvalama (Assisted Hatching):
Embriyonun (genellikle 8 hücreli veya blastosist aşamasında) zona pelusidasında kimyasal, mekanik veya lazer aracılı metotlardan biriyle yapılan açıklık ile blastosistin zona pelusidadan ayrılabilmesini sağlayan bir in vitro yöntem.
Asiste Üreme Teknolojileri (Assisted Reproductive Technology) (ART):
IUI, GIFT ve ZIFT’i de içeren ve gebelik oluşturma amaçlı olarak yapılan çeşitli prosedürler.
Astenozoospermi (Asthenozoospermia):
Düşük sperm hareketliliği.
Azoospermi (Azoospermia):
Sperm içermeyen semen. Testislerin sperm üretememesi veya üreme yollarında blokaj olması nedeniyle semende görülmemesi durumu.
Alıcı ( Recipient):
ART siklusunda bir kadının diğer bir kadından embriyo ve oosit alması demektir.

B

Bakteriyel Vajinosis Enfeksiyonu (Bacterial Vaginosis Infection):
Yanma hissi ve gri, kötü kokulu akıntıya sebep olan bir vajinal enfeksiyon. Fertiliteyi etkileyebilir.

Bazal Vücut Isısı (Basal Body Temperature) (BBT):
En düşük halindeyken (genellikle sabahları yataktan çıkmadan önceki) ölçülen vücut ısısı. BBT’nin kaydedilmesi yöntemi, yumurtlamanın muhtemel tarihini belirlemede kullanılır.

Bazal Vücut Isısı, Bifazik (Basal Body Temperature, Biphasic):
Yumurtlama ve korpus luteum (progesteron salgılar) oluşumuyla uyumlu bazal vücut ısısı şekli. Progesteron hormonu menstrual döngünün ikinci yarısında bazal vücut ısısını bir veya yarım derece yükseltir.

Bazal Vücut Isısı, Monofazik (Basal Body Temperature, Monophasic):
Isının tüm döngü boyunca nispeten sabit kaldığı bir anovülatuar bazal vücut ısısı şekli.

Beta hCG testi (Beta hCG Test):
Çok erken gebeliklerin testinde ve embriyonik gelişimin değerlendirilmesinde kullanılan bir kan testi.

Bikornuat Uterus (Bicornuate Uterus):
Uterusun üst kısmının çift olması şeklinde görülen bir konjenital malformasyon.

Biyokimyasal gebelik ( Biochemical pregnancy) :
Gebelik testi değeri istenilen düzeyin altında olup, hamileliğin gelişmediği bir durumdur. Ultrasonda gebelik görülmez.

Blastomer ( Blastomere) :
Mitoz bölünme sonucu meydana gelen her bir hücreye verilen isim.

Blastosist ( Blastocyst):
İçi sıvı dolu bir blastosel boşluğa sahip embriyo (genellikle fertilizasyondan 5 ya da 6 gün sonra ortaya çıkar).

Bromokriptin (Bromocriptine) (Parlodel):
Hipofiz bezi tümörünün boyutlarını küçültmek ve prolaktin düzeyini azaltmak için kullanılan bir ilaç. Genellikle baş dönmesi ve mide rahatsızlığına sebep olur ve düşük dozla başlanarak gereğinde kademeli olarak artırılır. Vajinadan kullanıldığında da eşit düzeyde etki eder.

Bulumia (Bulumia):
Obur şekilde yeme ve bunu takiben zorla kusma ile tanımlanan bir yeme bozukluğu. Sonuçta gözlenen kilo kaybı ve malnütrisyon anovülasyona sebep olabilir.

Buserelin (Buserelin):
Endometriotik lezyonların boyut ya da sayısının azaltılması için gerekli bir psödomenapoz tablosu oluşturmada kullanılan ve Avrupa’da nazal sprey formunda bulunan uzun süre etkili bir GnRH.

Boş Sella Sendromu (Empty Sella Syndrome):
Spinal sıvının fossa içine akarak hipofiz bezine yerleştiği durum. Bu sıvının basıncı hipofiz bezini baskılar LH ve FSH salgılama yeteneğini azaltarak prolaktin düzeyini artırabilir.

Başlangıç Siklusu ( Initiated Cycles ):
Spontan siklus durumunda foliküler aspirasyon uygulaması yapılıp yapılmamasına bakılmaksızın ovaryan sitümülasyon ve takip alan hastaların ART tedavi siklusudur.

C

Clomid:
Yardımcı üreme tekniklerinde FSH’ı uyarmak için kullanılan ilaç.
Cushing Sendromu (Cushing’s Syndrome):
Adrenal bez salgılarının fazla üretilmesiyle karakterize bir durum. Kişide yüksek tansiyon, su retansiyonu ve birkaç başka semptom daha görülür. Adrenal androjenlerin eş zamanlı artışı, hipofizden LH ve FSH salınımını artıracaktır ve düşük sperm üretimi veya ovülasyon başarısızlığına neden olacaktır. Kadında ayrıca kıllanma gibi sekonder karakterleri gelişebilir. Cushing hastalığı da, aynı semptomların gözlendiği fakat buna bir hipofiz tümörünün sebep olduğu durumdur.
Canlı Doğum ( Live Birth):
Tamamlanan 20 haftalık gestasyondan sonra fetusun anneden alınması veya doğurulması sonrasında yaşam belirtileri gösteren doğumdur. Canlı doğumlar doğum vakası olarak sayılır. ( örneğin ikiz, üçüz doğum bir doğum vakası olarak sayılır).
Canlı Doğum Oranı ( Live Birth Delivery Rate):
Aspirasyon veya embriyo transfer siklusu gibi her 100 girişimdeki canlı doğum sayısının ifadesidir.Doğum oranları verilirken denominator ( girişim, aspirasyon, embriyo transfer siklusu) belirtilmelidir. En az bir canlı doğumu belirtir. Not: tekil, ikiz veya daha çok olan doğumlar bir doğum olarak kayıt edilir.

Ç

Çikolata kisti (Chocolate Cyst):

Bayat kan ile dolu bir over kisti; endometiroma. Endometriyosis over içine girdiğinde gözlenir, overin şişmesine neden olur. Genellikle büyük endometriomaları olan hastaların şikayeti yoktur. Kist yırtılırsa veya kisti içeren over bükülürse acil ameliyat gerekebilir. Tedavi genellikle laparoskop ile yapılır.

D

Doğumsal Defekt (Birth Defect):
Doğumdan önce etki eden genetik veya genetik olmayan faktörlerden kaynaklanan ve doğumda var olan ya da sonradan ortaya çıkan yapısal, fonksiyonel veya gelişimsel anomaliler.
D&C – Dilasyon ve Küretaj (Dilation and Curettage):
Servikal kanalın genişletilmesi ve uterus içeriğinin boşaltılması şeklinde uygulanan bir prosedür. Bu prosedür, anormal kanamanın kontrolü veya istenmeyen bir gebeliğin sonlandırılması amaçlarıyla uygulanabilir.
Danazol (Danokrin) (Danocrine):
Endometirosis tedavisinde kullanılan bir ilaç. Hipofizde LH ve FSH üretimini baskılar endometrial implantların kaybedildiği bir amenoreye sebep olur. Bu tedaviyle bir çok kadında ciltte yağlanma, akne oluşumu, kilo alımı, anormal saç uzaması, sesin derinleşmesi ve kas krampları gözlenir.
Doğum Oranı (Delivery Rate):
Başlanan, aspirasyon yapılan veya embriyo transferi yapılan 100 siklus başına doğum sayısı. Doğum oranları verildiğinde denominatör (başlanan, aspire edilen veya transfer yapılan) belirtilmelidir. Canlı doğum ve ölü doğumu kapsamaktadır. Not: Tek, ikiz veya üçüz doğumlar tek bir doğum olarak sayılır.
Denüdasyon ( Denudation ) :
Oositlerin etrafında bulunan kümülüs hücrelerinden arındırılması için özel pipetler ve enzim solusyonu ile yapılan işlem.
DES – Dietilstilbestrol (Diethylstilbestrol):
Kadınların düşük yapmalarını engellemek için 1950 ve 1960 larda kullanılan bir ilaç. Uterusta bu ilaca maruz kalan fetüsler vas deferens blokajı, uterin anomali, servikal deformite, düşük, açıklanamayan infertilite gibi çeşitli deformiteler geliştirmiştir. DES bu amaçla artık preskribe edilmemektedir.
DHEA’lar (DHEAs):
Bkz Adrenal Androjenler.
Doksisiklin (Doxycycline):
Bir tetrasiklin türevi; üreme kanallarını enfekte eden mikroorganizmaların çoğunu inhibe eden antibiyotik. Genellikle üreoplazma enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Birçok hekim, çeşitli kültürlerle hastalığın kadın ve erkekte araştırılmasındansa direkt olarak bu antibiyotiği uygularlar, böylece daha az maliyet sağlanır.
Dismenore (Dysmenorrhea):
Ağrılı menstruasyon. Endometriosis işareti olabilir.
Dispareüni (Dyspareunia):
Erkek veya kadın için ağrılı koitus.
Duktus Epididimis:
Spermatozoonların depolanıp olgunlaştığı bölüm.
Döllenme ( Fertilizasyon):
Yeni bir embriyo oluşturmak amacıyla genetik materyal taşıyan sperm ve yumurtanın birleşmesidir. Normalde fallop tüplerinde gerçekleşir (in vivo) ayrıca petri içinde de gerçekleşir (in vitro). Bakınız In Vitro Fertilizasyon.
Düşük ( Abort):
Embriyo veya fetüsün spontan kaybı.

E

Erken Neonatal Ölüm (Early Neonatal Death):
Doğumdan sonraki bir hafta içinde görülen ölüm.
Ektopik Gebelik (Ectopic Pregnancy):
Uterus dışında, genellikle fallop tüpü içinde gelişen gebelik. Böyle bir gebelik nadiren devam edebilir. Genellikle etkilenen tüpte tamamen ya da kısmen fonksiyon bozukluğuyla sonuçlanır. Tüpe fazla zarar vermeden gebeliği sonlandırmak için metotraksat kullanılır.
Ejakülat (Ejaculate):
Ejakülasyon sırasında dışarıya atılmış olan semen ve sperm.
Ejakülasyon (Ejaculation):
Testislerde hazırlanan semenin üreme kanalı aracılığıyla penisten dışarı atılması süreci.
Embriyo (Embryo):
Konsepsiyonun erken ürünleri; bir bebeğin diferansiye olmamış başlangıcı; konseptus.
Embriyo Biyopsisi ( Embryo Biopsy):
Kalıtsal hastalıkları önlemek amacı ile genetik olarak incelenmesi için ICSI/IVF sonrası oluşan embriyodan bir ya da iki blastomerin alınması işlemidir.
Embriyo Donasyonu (Embryo Donation):
Alıcı kadına ve partnerine ait olmayan gametlerden elde edilen bir embriyonun transferi.
Embriyo Transferi (Embryo Transfer):
Vücut dışında döllenmiş bir yumurtanın kadındaki uterus veya fallop tüpüne yerleştirilme olayı.
Embriyo Transferi Siklusu (Embryo Transfer Cycle):
Bir veya daha fazla sayıda embriyonun rahim veya fallop tüpü içine transfer edildiği ART siklusu.
Endometriyal Biyopsi (Endometrial Biopsy):
Lüteal faz defektinin kontrolü için yapılan bir testtir. Mikroskobik inceleme için uterin katmandan örnek alınması işlemidir. Biyopsi sonucu endometriyumun östrojen ve progesteron uyarısıyla iyi bir şekilde hazırlandığını ve ovulasyonu doğrular.
Endometriyal Biyopsi (Endometrial Biopsy) :
Endometriyum dokusunun rahimin dışında yer alması durumudur. Endometriyum dokusu abdominal kavitenin dışındaki organlara veya reprodüktif organlara tutunabilir. Her ay endometriyum dokusu mensle birlikte atılır. Resultant iritasyonlar fallop tüplerinde ve abdominal kavitedede adezyonlara neden olur. Endometriyozis ayrıca ovulasyonu ve embriyonun implantasyonunu etkileyebilir.
Endometriyum (Endometrium):
Östrojen ve progesteron uyarısıyla kalınlaşan ve dökülen uterusu astarlayan, implante olan embriyoyu destekleyen dokudur.
Endorfinler (Endorphins) :
Stres ve acıya karşı duyarlılığı azaltmak için beyin tarafından salgılanan doğal narkotiklerdir.Stres aracılı fertilite problemlerine neden olabilir.
Epididimis ( Epididymis ):
Testisin üzerini kaplayan kıvrımlı ve tübüler yapıda bir organdır.Bu yapı içerisinde spermler matürasyonlarını ve bütün hareketlilik yeteneklerini kazanırlar. Matür spermler vas deferens aracılığıyla epididimisi terkederler.
Ereksiyon (Erection) :
Penisin erektil dokusunun kanla dolması ve bunun neticesinde penisin sertleşip boyutlarının büyümesi işlemidir.

F

Fallop Tüpleri ( Fallopian Tubes):
Folikülden salınan yumurtanın uterusa aktarımını sağlayan kanaldır. Normal olarak sperm yumurta ile burada karşılaşır ve genellikle döllenmenin gerçekleştiği yerdir.
Ferning ( Ferning):
Lam üzerinde kurumuş serviks görünümüyle karakterize bir durumdur. Fern durumu ortaya çıktığında mukus östrojen etkisiyle seyrelir ve spermlerin geçişi için hazır hale gelir. Fern olmaz ise mukus sperm geçişi için engel oluşturacaktır.
Fertil Eunuch ( Fertile Eunuch):
LH yetmezliğine bağlı olarak düşük testosteron ve zayıf sperm üretimiyle karakterize ender görülen bir rahatsızlıktır. İkincil erkek cinsiyet karakterleri tamamlanmamış ve seks isteği düşüktür.
Fertilite Uzmanı ( Fertility Specialist):
Fertilite alanında uzmanlaşmış hekimdir.
Fertilite Tedavisi ( Fertility Treatment ):
Fertilitenin veya gebelik ihtimalini arttırmak için kullanılan ovulasyon indüksiyon tedavisi, varikosel ve zarar görmüş fallop tüplerinin mikro cerrahisi gibi metod ve prosedürlerdir. Fertilite tedavisindeki amaç çiftlerin çocuk sahibi olmasına yardımcı olmaktır.
Fertilite Planlaması ( Fertility Workup):
Fertilite problemlerinin nedenini kısıtlandırmak ve teşhisi için başlangıçta yapılan testler ve medikal incelemelerdir.
Fetus (Fetus):
Sekizinci haftadan doğuma kadarki gestasyon sürecindeki bebek için kullanılır.
Fibriod (Miyoma veya Leiomiyoma):
Uterin kasların ve bağ dokusunun benign tümörüdür.
Fimbria ( Fimbriya):
Fallop tüpünün over yakınına olan açıklığıdır.Ovulasyon esnasında salınan foliküler sıvının stimülasyonuyla parmak şeklindeki uçlar overi yakalar ve yumurtayı tüpün içerisine taşır.
Foliküller ( Follicles):
Ovulasyon esnasında salınan yumurtaları içeren overin içindeki sıvı dolu keseciklerdir. Her ay içinde bir yumurtanın geliştiği overde yer alan sıvı dolu yapıya folikül denir. Bir inç büyüklüğünde olan folikül ovule olmaya hazır sayılır.
Folikül Sitümüle Edici Hormon ( FSH):
Spermatogenezi ve foliküler gelişimi sitümüle eden bir hipofiz hormonudur. FSH erkeklerde testislerdeki Sertoli hücrelerini sitümüle eder ve sperm üretimini destekler. Kadınlarda ovaryan foliküllerin gelişimini sitümüle eder. Artmış FSH düzeyleri erkekte ve kadında gonadal sorunların göstergesidir.
Foliküler Faz ( Follicular Phase):
Yüksek düzeyde östrojenin uterusun yüzeyinin proliferasyonunu ve folikülün büyümesini sağladığı sırada kadının siklusunun pre ovulatuvar dönemidir. Normal olarak 12 ile 14’üncü günlerdir.
Frozen Embriyo Transfer ( Frozen Embryo Transfer):
IVF/ICSI işlemi sonrası elde edilen embriyoların çözülerek, hastaya transfer edilmesi.

G

Geç Ejakülasyon (Delayed Ejaculation):
Seks sırasında erkeğin ejakülasyon yapamadığı bir durum.
Geç Puberte (Delayed Puberty):
16 yaşa ulaşıldığı halde pubertenin tamamlanamadığı ve sekonder seks karakterlerinin gelişemediği durum. Puberte, hormon replasman tedavisiyle başlatılabilir. Bazılarında ise tedaviye gerek kalmaz.
Gebe Terapisi ( Endometriyozis):
Orta derecede endometriyozis için laparoskopik cerrahi sonrasında bekle ve gör yaklaşımıdır.
Galaktore ( Galactorrhea):
Yüselmiş prolaktinle birlikte göğüslerden berrak veya sütümsü akıntıdır.
Gamete:
Reprodüktif hücredir: Erkekte sperm, kadında yumurta.
Gastrulasyon ( Gastrulation ) :
Embriyonel gelişimin 3. haftasında üç tabakalı embriyon diskinin oluştuğu dönem.
Genital ( Genitals):
Eksternal seks organlarıdır. Kadında labia ve klitoris erkekte penis ve testis gibi. Aynı zamanda genitalya olarakta adlandırılır.
Germ Hücresi ( Germ Cell):
Erkekte testis hücreleri bölünerek immatür sperm hücrelerini oluşturur, kadında ovaryan hücreler yumurtayı oluşturmak için bölünür. Erkek germ hücreleri erkeğin üreme hayatı boyunca intact kalır; kadın ise mentrual siklus başına yaklaşık bin germ hücresini kullanır ve bunlardan sadece bir tanesi her siklusta olgunlaşır.
Germ Hücre Aplazisi ( Sertoli Cell Only):
Kalıtımsal bir durum olup testislerde germ hücresinin olmamasıdır.Bu durumdaki erkekler normal Leydig hücrelerine sahip olduğundan sekonder seks karakterleri geliştirirler. Fazla ve/veya uzun süreli toksin veya radyasyona maruz kalmakta neden olabilir.
Gestasyonel Yaş ( Gestational Age) :
Sperm ve oositin fertilizasyonuyla sonuçlanan bir kadının üç dönemden oluşan gebelik sürecidir.
Gestasyonel Taşıyıcı ( Gestasyonel Carrier):
Fertilizasyondan itibaren tamamlanmış hafta sayısına 14 gün ( 2 hafta) ilave edilerek embriyo veya fetusun yaşının hesaplanmasıdır.
Gestasyonel Kese ( Gestational Sac):
Genellikle gebeliğin erken döneminde uterusun içerisinde gelişen embriyoyu içeren sıvı dolu yapıdır.
Gonadotropin Salgılatıcı Hormon (GnRH):
Hipotalamustan yaklaşık her 90 dakikada bir salgılanan maddedir. Bu hormon hipofizin LH ve FSH salgılamasını sağlar ki bu hormonlarda gonadları sitümüle eder. Bakınız FSH ve LH.
Gonad (Gonad):
Testislerde sperm ve testosteron, overlerde yumurta ve östrojen yapımıyla görevli bezlerdir.
Gonore ( Gonorrhea):
Genellikle asemptomatik bir enfeksiyondur fakat kötü kokulu sarımtırak vajinal akıntı, vajinal duvarların kızarması ve şişmesine neden olur. Eğer fallop tüplerine ulaşırsa kadında ağrıya neden olur, daha ileri aşamasında ise tubal tıkanıklık oluşturabilir.Sebep olan organizma sperme zarar verir ve gebeliğin oluşmasını engeller. Gonore erkelerde nadir hasar oluştursa da ağrılı enfeksiyona neden olabilir.

H

Hamster Testi ( Hamster test):
Zona pellusidası (dış membran) alınmış hamster yumurtasında spermin penetrasyon yeteneğini ölçen testtir.Aynı zamanda “Sperm Penetrasyon Testi” olarakta bilinir.

Hatching ( Hatching):
İmplantasyondan önce blastosist aşamasındaki embriyonun zona pellusidadan ayrılması işlemidir.

HCG enjeksiyonu ( HCG injection) :
Folikül sayı ve büyüklükleri istenilen düzeye ulaştığında, yumurtaları olgunlaştırmak için human koryonik gonadotropin(HCG) enjeksiyonu yapılır, enjeksiyondan 36-40 saat sonra foliküller çatlar.

Hirşituizm (Hirsutism):
Bıyık, pubik kılların göbeğe doğru artışı gibi vücut kıllarındaki artıştır ve androjen miktarı yüksek kadınlarda görülür.

Host Uterus ( Host Uterus ):
Aynı zamanda taşıyıcı anne olarakta bilinir. Çiftin embriyoları başka bir anneye transfer edilir ve anne gebeliğin sonunda doğumu yapar ve hemen bebeği genetik ebeveynlerine geri verir.

Host Mukus ( Host Mucus):
Servikal mukusun spermlerin servikal kanaldan doğal ilerleyişini engellemesidir.

Hiperprolaktinemi ( Hyperprolactinemia):
Hipofiz bezinin fazla miktarda prolaktin salgılamasıdır. Prolaktin LH ve FSH üretimini baskılayabilir, erkeklerde seks isteğini azaltır, kadınlarda ise ovaryan fonksiyonları doğrudan baskılar.

Hipersitümülasyon ( Ovarian Hyperstimulation Syndrome, OHSS):
Ovulasyon indüksiyonu tedavisinin yaşamı tehdit etme olasılığı yüksek olan yan etkisidir. Çok fazla sayıda folikül geliştiğinde ve hGC verildiği zaman ortaya çıkar.

Hipertitoidizm ( Hyperthyroidism):
Tiroid bezinden fazla miktarda tiroid hormonu salgılanmasıdır. Artan metabolizma sonucunda östrojen çok hızlı yıkılır ve ovulasyonu engeller.

Hipofiz bezi ( Hypophysis Gland):
Troid bezinin, böbrek üstü bezi korteksinin, testis ile ovaryumun aktivitelerini düzenleyen ve hücrelerin büyümesini etkileyen hormonları üretip salgılayan bez.

Hipoöstrojeni (Hypoestrogenic):
Normal östrojen seviyesinden daha azı olma durumu.

Hipogonadotropik Hipopituitarizm (Hypogonadotropic Hypopituitarism):
Hipofiz bezinden LH ve FSH’ın az salgılanmasıyla ortaya çıkan bozukluktur. Bu bozukluk erkeklerde düşük sperm sayısı ve cinsel gücün kaybedilmesine, kadınlarda ise ovulasyonun olmaması ve sekonder seks karakterlerinin kaybına neden olur.

Hipospermatogenesiz ( Hypospermatogenesis):
Sperm üretiminin az olmasıdır.

Hipotalamus ( Hypothalamus):
Hipofiz bezinin üst ucuna komşu lokalize olmuş beynin hormonal düzenleme merkezidir. Bu doku kadında ve erkekte yaklaşık her 90 dakikada bir GnRH salgılar. GnRH hipofiz bezini, gonadları sitümüle eden LH ve FSH salgılaması için uyarır. Bakınız FSH,LH; Over; Hipofiz Bezi; Testis.

Hipotiroidizm (Hypothroidism):
Tiroid bezinin yeteri kadar tiroid hormonu üretememesi durumudur. Metabolizma azalmasına yol açar, hormonların yıkımını engeller ve halsizliğe neden olur. Erkekler azalmış seks isteği ve yüksek prolaktin, kadınlar ise yüksek prolaktin ve östrojenden yakınır ve her iki cinste de fertiliteyi etkiler.

Histerektomi (Hysterectomy):
Uterusun cerrahiyle alınmasıdır. Fallop tüpleri ve overler gibi diğer üreme organlarını da kapsayabilir.

Histerosalpingogram ( Hysterosapingogram-HSG):
Radyo opak bir maddenin serviksten fallop tüpleri ve uterusa enjeksiyonu şeklinde uygulanan pelvik organların x-ışını incelemesidir. Bu test uterus malformasyonları ve fallop tüplerinin tıkanıklığını incelemek için kullanılır.

Histeroskopi ( Hysteroscopy):
Hekimin fiber optik bir araçla uterus abnormalitelerini incelemesi işlemidir. İşlem sırasında küçük cerrahi müdahale yapılabilir.

Homolog Artifisiyel İnseminasyon ( Intrauterine Artificial Insemination Homologous):
Erkeğin sperminin servikal mukus engelini aşmak ve yetersiz olan semen potansiyelini arttırmak için doğrudan uterusa enjeksiyonudur. Bakınız Artifisiyel Insemination.

I

ICSI :

Bakınız İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu.

Inhibin- F ( Folliculastatin):

Hipofiz bezi tarafından üretilen FSH’nın düzenlenmesini sağlayan overde yapılan feedback yapıcı kadın hormonudur.

İ

İptal edilen siklus (Cancelled Cycle):
Bir ART tedavisi amacıyla başlanan, ovaryan stimülasyon ve izlemin yapıldığı, fakat foliküler aspirasyon veya çözülmüş embriyo işlemlerinin embriyo transferiyle sonuçlanmaması şeklinde gelişen siklus.
İntrafallop Gamet Transferi (GIFT):
Patent tüplü bayanlarda in vitro fertilizasyon yerine kullanılan bir tekniktir. Yumurtalar toplandıktan sonra erkeğin spermleriyle karıştırılır ve in vivo fertilizasyon için fimbriyalardan bayanın fallop tüplerine enjekte edilir.
İnsan Koryonik Gonadotropin ( HCG):
Gebeliğin erken döneminde üretilir ve korpus luteumun progesteron üretiminin devamını sağlar. Aynı zamanda bazı fertilite tedavilerinden sonra ovulasyonun tetiklenmesi için ve erkeklerde testosteron üretimini sitümüle etmek için enjeksiyon yoluyla kullanılır.
İnsan Menopozal Gonadotropin (HMG):
Post menopozal kadınların idrarının ekstraksiyonu olup FSH ve LH hormonunun bir kombinasyonudur. Çeşitli fertilite tedavilerinde ovulasyon indüksiyonu için kullanılır.
İmmatür Sperm ( Germinal Hücre):
Matürasyon ve yüzme yeteneğini kazanamamış spermdir. Enfeksiyon ve hastalık varlığında semende bu tür spermler fazla miktarda görülebilir.
İmperfore Kızlık Zarı ( Imperforate Hymen):
Vajinayı örten ve mens akıntısına izin veren membranın açık olmaması durumudur.
İmplantasyon ( Embriyo):
Beslenme amacıyla annenin kanıyla ilişki kurmak için embriyonun doku içine yerleşmesidir. İmplantasyon genelde uterusun içindeki endometriumda olur.Ancak ektopik gebelik tubalar,over üzeri yada pelvik boşluk gibi uterus dışı ortamlarda görülebilir.
İktidarsızlık ( Impotence):
Erkeğin ereksiyon ve ejakülasyonu gerçekleştirememesidir.
İnkompotent serviks ( Incompetent Cervix ):
Bakınız Serviks, İnkompotent
İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu ( ICSI ):
Sperm sayısının çok az olduğu durumlarda veya hareketsiz spermlerle fertilizasyonu sağlamak için tek bir spermin yumurta içerisine enjeksiyon işlemidir.
İn Vitro Fertilizasyon ( IVF):
Fertilizasyonun laboratuar ortamında ve uygun koşullarda hareketli spermlerle oositlerin bir araya konularak gerçekleştirilmesidir.
İnfertilite ( Infertility):
Bir yıl korunmasız ilişkiyle gebeliğin oluşmaması veya gebeliğin terme ulaşamamasıdır.
İnhibin ( Inhibin):
Hipofiz bezi tarafından FSH üretimini düzenlemek için testiste üretilen feedback yapıcı bir hormondur.
İnkübatör ( Incubator):
Embriyoların gelişimi için gerekli olan nem, ısı, CO2, O2 düzeyleri kontrol edilen embriyoların transfer edileceği güne kadar içinde tutuldukları cihazlar.
İntrauterin Araç ( IUD Intrauterine Device):
Gebeliği engellemek amacıyla uterusa yerleştirilen araçtır.IUD yerleştirilmesi artan enfeksiyon ile ilişkilidir fallop tüplerine zarar verebilir ve bu yüzden birden fazla seks partneri olan bayanlara önerilmez.

Copyright Klinik Embriyoloji Derne

K

Kandidiyazis – Maya (Candidiasis – Yeast):
Rahatsızlık ve kaşıntı veren ve fertiliteyi bozabilecek bir enfeksiyon.
Kapasitasyon (Capacitation):
Kadının üreme kanallarında gezerken spermin geçirdiği bir süreç. Kapasitasyon, spermin yumurtaya girebilmesini sağlar.
Koterize etmek (Cauterize):
Dokunun elektrik akımı (elektrokoter) veya lazer ile yakılması. Cerrahide, adezyon veya endometriyal implantlar gibi istenmeyen dokuların uzaklaştırılmasında kullanılır.
Kromozom (Chromosome):
Hücre içindeki genetik materyal (gen) taşıyan yapılar; kalıtımın genetik habercileri. İnsanda kırk altı kromozom vardır, bunların yirmi üçü yumurtadan yirmi üçü spermden gelir.
Klinik gebelik (Clinical Pregnancy):
Klinik ve ultrason parametreleri ile (ultrasonda gestasyonel kesenin görülmesi) belirlenen gebelik. Dış gebeliği içerir. Bir hastada birden fazla gestasyonel kese oluşu, bir klinik gebelik olarak sayılır.
Klinik Gebelik Oranı (Clinical Pregnancy Rate):
Başlanan 100 siklus başına (aspirasyon siklusu veya embriyo transfer siklusu) elde edilen klinik gebelik sayısı. Klinik gebelik oranları verildiğinde denominatör (başlanan, aspire edilen, veya embriyo transferi yapılan) belirtilmelidir.
Klitoris (Clitoris):
Dişiye ait, bir çok duysal sinir içeren erektil seks organı; penisin dişideki karşılığı.
Klomifen Sitrat (Clomiphene Citrate) (Clomid, Serophene):
Hipofiz bezinden gonadotropin salınımını başlatarak ovülasyonu uyaran bir fertilite ilacı.
Koitus (Coitus):
Erkek ve kadın arasındaki cinsel birliktelik.
Konsepsiyon (Conception):
Bkz fertilizasyon.
Konseptus (Conceptus):
Konsepsiyonun erken ürünleri; embriyo ve plasenta.
Kondom Tedavisi (Condom Theraphy):
Altı ay veya daha uzun süreyle, cinsel birliktelik sırasında kondom kullanımı yoluyla kadının, eşinin spermiyle her türlü cilt bağlantısını kestiği ve böylece kadındaki sperm antikorlarının sayısının azaltıldığı bir tedavi yöntemi. Kadındaki antikor sayısı, spermi olumsuz etkilemeyecek düzeye kadar azaltılır.
Kon Biyopsisi (Cone Biopsy):
Serviksten prekanseröz yapıların uzaklaştırılması için uygulanan bir cerrahi yöntem. Prosedür servikse zarar verebilir ve böylece normal mukus üretimini bozabilir, ya da inkompetent serviks oluşumuna yol açabilir.
Konjenital Adrenal Hiperplazi (Congenital Adrenal Hyperplasia):
Androjen düzeyinde yükselme ve bunun neden olduğu hipofiz bezi baskılanması ile karakterize bir konjenital durum, spermatogenez veya ovülasyonu etkileyebilir. Kadında, fazla erkek hormonu bulunması nedeniyle genital yapı bozulmuş olabilir.
Kontraseptif, Oral (Contraceptive, Oral):
Ovülasyonu ve gebeliği önleyen bir tedavi. Bu hapları kullanan kadınların yüzde üç kadarı, ilacı kullanmayı bıraktıktan sonra anovülatuar olacaktır. Hapın düzenleyici etkileri ayrıca fertilite problemlerini maskeleyebilir – örneğin düzensiz siklus ve endometriosis. Endometriosis gelişimini ve semptomlarını önlemede kullanılabilir.
Kontrollü Ovaryen Hiperstimülasyon (Controlled Ovarian Hyperstimulation) (COH):
Folikül aspirasyonundan önce birden fazla oosit elde etmek için birden fazla folikül geliştirmede kullanılan tedavi.
Korpus Luteum (Corpus Luteum):
Ovülasyondan sonra ovaryen folikülden meydana gelen sarı renkli glandüler yapı. Bu salgı bezi, uterus iç yüzeyini implantasyona hazırlamaktan sorumlu progesteron hormonunu salgılar. Progesteron ayrıca, bir ovülatuar siklusun ortasında bazal vücut ısısının yarım derece yülkselmesinden sorumludur. Korpus luteum görevini tam olarak yapamıyorsa, uterus iç yüzeyi implantasyona olanak vermeyebilir. Yumurta döllendiyse, gebelik korpus luteumu meydana gelir ve endometrial yatağın korunmasını ve implante olmuş embriyonun desteklenmesini sağlar. Üretilen progesteron miktarında hata varsa (veya uygun süre boyunca üretilmiyorsa) endometrium gebeliğe uygun değildir denebilir. Buna Luteal Faz Defekti (LPD) denir.
Kriyoprezervasyon (Cryopreservation):
Gamet, zigot ve embriyoların dondurularak saklanması.
Kumulus Ooforus (Cumulus Oophorus):
Yumurtayı çevreleyen koruyucu hücreler.
Kadın Kallman’s Sendromu ( Female Kallman’s Syndrome):
Çocuksu seksüel gelişim ve koklama yeteneğinin olmamasıyla karakterize edilen bir durumdur. Hipofiz LH ve FSH üretemediğinden puberteye ulaşılabilmesi, fertilitenin sağlanması ve ikincil cinsiyet karakterlerinin kazanılması için mutlaka hormon desteği gereklidir.
Kallman Sendromu ( Kallman’s Syndrome):
Konjenital hipotalamus disfonksiyonu olup komplet puberte kusurları dahil birçok semptomları vardır.
Karyotip ( Karyotyping):
Genetik defektlerin varlığında kromozomları analiz etmek için kullanılan bir testtir.
Klinefelter Sendromu ( Klinefelter’s Syndrome ):
Bir tane Y( erkek) ve iki tane X (dişi) kromozomlarıyla karakterize olan genetik bir anormalliktir. Fertilite sorununa neden olabilir.
Ko- Kültür ( Co- culture):
Embriyoların somatik hücreler ile kültüre edilip in vivo şartlara en uygun ortamı kullanmayı amaçlayan IVF başarısızlığı olan hastalarda kullanılan bir uygulamadır.
Konjenital Anomali ( Congenital anomalia):
Doğumda var olan anomaliler.
Konseptus(Conceptus):
Zarlarıyla birlikte embriyon ve fetusu ifade etmek için kullanılır.
Koryonik Villus Biyopsisi ( Chorionic villus biopsy):
Transvajinal ya da transabdominal yolla plasentaya ilerletilen bir iğne ile villus dokusu alınmasıdır.
Kriptodişidizm ( Cryptorchidism):
İnmemiş testis. Fetal dönemde karın boşluğunda gelişmeye başlayan testislerin, skrotuma göç etmemesidir.
Kryoproservasyon ( Cryopreservation ):
Embriyo, sperm ya da yumurta dondurma işlemi.
Kümülüs Hücresi ( Cumulus cell):
Foliküler kavite içindeki oositin etrafını saran hücreler.
Kısa lüteal Faz:
Korpus lüteumun prematür kalarak gerilemesi durumudur. Ovulasyon sonrasında menstrual periyodun yaklaşık olarak 14. gün yerine 10. günde başlamasına neden olur. Genelde ovulasyon indüksiyonu alan kadınlarda sık gözlenir.

L

Laparoskop ( Laparoscope):

İç organları izlemek amacıyla abdominal duvardan içeriye yerleştirilen küçük bir kameradır, laparoskopi işlemini gerçekleştirmede kullanılır. Endometriyosiz, abdominal yapışıklık ve polikistik over gibi fertilite problemlerinin teşhis ve tedavisinde kullanılır.

Laparotomi ( Laparotomy):

Tubal onarımlar ve adezyonların alınması gibi üreme organları abnormalitelerinin düzetilmesinde ve fertilitenin yeniden sağlanmasında uygulanan büyük abdominal cerrahidir.

Leiomyoma ( Leiomyomata) :

Bakınız Fibroid

Leydig Hücresi ( Leydig Cell):

Erkek hormonu olan testosteronu üreten testiküler hücredir. Hipofiz bezinden salgılanan LH ile uyarılır.

Luteal Faz ( Luteal Phase):

Menstrual siklusun ovulasyon sonrasındaki fazıdır. Korpus luteum embriyonun gelişimi ve implantasyonuna yardımcı olmak amacıyla progesteron üreterek uterusun kalınlaşmasını sağlar.

Lüteal Faz Defekti (veya yetmezliği ) (LPD):

Yetersiz progesteron sitümülasyonundan dolayı uterusun kalınlaşamaması veya progestereon sitümülasyonuna yanıt verilememesi durumudur. LPD embriyonun implantasyonuna veya erken düşüklere neden olabilir.

Lüteinize Yırtılmamış Folikül (LUF) Sendromu:

Folikülün geliştiği, korpus luteuma dönüştüğü, fakat yumurtayı salmadığı durum.

Lüteinize Edici Hormon (LH):

Gonadları uyaran bir hipofiz bezi hormonu. Erkeklerde LH, spermatogenez (Sertoli hücre fonksiyonu) ve testosteron üretimi (Leydig hücre fonksiyonu) için gereklidir. Kadınlarda LH, östrojen üretimi için gereklidir. Östrojen kritik bir pike ulaştığında, hipofiz bezi LH salgılar (LH piki), bu da yumurtanın folikülden atılmasını sağlar.

M

Malformasyon Oranı ( Malformation rate):
Abort dokusunda tanımlanan veya doğumdan önce ya da sonra teşhis edilen tüm yapısal, fonksiyonel, genetik ve kromozomal anomalileri içerir.
Mastürbasyon( Masturbation):
Analiz için veya yapay inseminasyon için semen toplamada kullanılan yöntem; ejakülasyona neden olacak şekilde penisin manuel uyarılması.
Matürasyon Aresti( Maturation arrest):
Testiküler tübüllerdeki tüm sperm gelişiminin, sperm üretiminin bir aşamasında durması. Oligospermi veya azospermiye neden olabilir.
Mayoz ( Meiosis):
Üreme hücrelerine özgü olan ve genetik materyalin ikiye bölünmesine olanak veren hücre bölünmesi. Her yeni hücre 23 kromozom içerecektir. Spermatidler (immatür sperm) ve yumurtalar 23 kromozom içerir, böylece döllendiklerinde bebek 46 kromozom sahibi olacaktır.
Menoraji ( Menorrhagia):
Ağır veya uzun menstrüel akıntı.
Menstrüasyon ( Menstruation):
Östrojen ve progesteron uyarısıyla rahim iç katmanının döngüsel şekilde yenilenmesi.
MESA:( Microsurgical Epididymal Sperm Aspiration)
Mikrosurgical Epididimal Sperm Aspirasyonu. Azoospermik bireylerden epididimisten sperm elde edilmesi yöntemi.
Metroraji ( Metrorrhagia):
Siklus ortasında menstrüel lekelenme.
Mikromanipülasyon (Micromanipulation):
Oosit, sperm ve embriyo üzerinde operatif prosedürlere olanak veren özel bir mikromanipülatif teknolojinin kullanımı.
Mitoz ( Mitosis):
46 kromozomun tamamının iki katına çıkarak bir hücrenin iki özdeş hücreye bölünmesi durumu; germ hücrelerinin ilk bölünmesi.
Mikoplazma ( Mycoplasma):
Bkz Üreoplazma.
Morula ( Morula):
Embriyonun 12 ve daha fazla blastomerli hali.
Multipotent Hücre ( Multipotent Cell):
Özelleşmiş hücre tiplerine dönüşebilen hücreler.
Myomektomi ( Myomectomy):
Fibroid tümörlerin çıkarıldığı cerrahi operasyon.

N

Normal zamanlı doğum( Full-term Birth):

Gestasyonel dönemde 37 veya daha fazla haftanın tamamlanmasıdır. Hem canlı hem de ölü doğumu kapsar.

Nekrospermi ( Necrospermia):

Spermlerin ölü olması.

Neonatal Ölüm ( Neoanatal Death):

Doğumdan sonraki 28 gün içinde gerçekleşen ölüm.

O

OHSS:
Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu, IVF tedavisi sırasında kullanılan ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkan, semptomları arasında abdominal şişlik, bazende bulantı, kusma, karın ağrısı ya da soluk almada zorluk gibi ciddi belirtiler gözlenir.
Oligomenore ( Oligomenorrhea ):
Menstrüel periodların sık gözlenmesi.
Oligospermi, Oligozoospermi:
20 milyonun altında sperm sayısı; düşük sperm sayısı.
Oosit Donasyonu ( Oocyte Donation ):
Eşlerin dışında başka bir kadından oosit alınarak uygulanan ART yöntemi.
Orgazm (Orgasm):
Psikolojik ve fiziksel olarak seksüel zirve. Erkekte orgazm, ejakülasyona neden olur.
Over kisti:
Over içinde suyla dolu kese. Over kisti, yumurtlama problemleri, over tümörleri veya endometriosisle birlikte görülebilir. Çikolata Kisti’ne de bakınız.
Ovaryan yetmezlik:
Overde hasar veya malformasyon nedeniyle overin, hipofiz bezinden salgılanan FSH’a yanıt verememesi. Kanda FSH yükselmesi ile teşhis edilir.
Ovaryum ( Ovary):
Dişilerde oosit ve steroid hormon üreten yapılar.
Ovülasyon ( Ovulation ):
Yumurtanın (ovum) ovaryen folikülden salınması.
Ovülasyon İndüksiyonu ( Ovulation induction ):
Ovülasyonu başlatmak için uygulanan tıbbi tedavi.
Ovülatuar Yetmezlik (Anovülasyon):
Ovüle olma bozukluğu.
Ovum:
Yumurta; overdeki üreme hücresi; dişi gamet; kadının genetik bilgisini taşıyan cinsiyet hücresi.

Ö

Östradiol (Estradiol):
Overde üretilen bir hormondur.Göğüslerin büyümesi, foliküllerin gelişimi, uterus yüzeyinin gelişimini desteklemek gibi ikincil seks karakterlerinin ortaya çıkmasından sorumludur. Siklusun ortasında östrojen düzeyinin yükselişi hipofiz bezinden LH salınımının artışını tetikler. LH artışı ovumdan folikülün salınması için gereklidir. Obez kadın ve erkeklerde yağ hücreleri androjenlerden östrojen üreterek fertiliteyi etkilerler.
Östrojen (Estrogen):
Kadın seks hormonudur.

P

Panhipopituitarizm(Panhipopituitarizm):
Hipofiz bezi tam yetmezliği.
Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID):
Şiddetli rahatsızlık, yüksek ateş ve ciddi ağrı ile seyreden pelvik organ enfeksiyonu. PID, tubal blokaja ve pelvik adezyonlara sebep olabilir.
Penil İmplant:
Cinsel birleşme için sertleşmeyi sağlayıcı bir gerecin penis içine yerleştirilmesi. İmpotans tedavisinde kullanılır.
Perivitellin Alan ( Perivitellin space ):
Oositin hücre zarı ile zona pellüsida arasında kalan alan.
Plasenta ( Placenta ):
Uterus duvarına invaze olarak bebeğin atık ürünlerini anneden gelen besinlerle oksijenle değiştiren bir embriyonik doku. Bebek plasentaya göbek kordonu ile bağlıdır.
Pluripotent hücre ( Pluripotent cell):
Vücudun birçok hücresine dönüşebilecek yetenekteki hücre.
Polar Cisim ( Polar Body):
Dişi germ hücre bölünmesinden oluşan artık genetik materyal. Ayrıca bkz Mayoz.
Polikistik Over (PCO veya Stein-Leventhal Sendromu):
Ovulasyon olmayan kadınlarda görülen, fazla androjen (erkek seks hormonu) üretimi ve overlerde kistler ile karakterize bir durum.
Primer Folikül ( Primer follicle):
Primordiyal folikül epitelinin kübik epitele dönüşmesi ve oosit etrafında zona pellüsidanın oluşmasıyla ortaya çıkan komplekse primer folkül denir.
Primer Seks Farklılaşması:
Fötal gonadların testis ve ovaryumlara dönüşmesi.
Primordiyum:
Bir organ ya da yapının en erken gelişme evresini ifade eder.
Preklinik Abort:
Gebeliğin klinik veya ultrasonlu kanıtından önce görülen kaybı.
Preklinik Gebelik (Biyokimyasal Gebelik):
Gebeliğin, ultrasonda gebelik kesesi görülmeden önce, serum veya idrarda saptanması.
Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD):
Embriyo transferinden önce genetik ve/veya kromozomal defektlerin preimplantasyon embriyolarında görülmesi.
Preterm Doğum:
En az 20, en çok 37 haftada gözlenen doğum. Canlı ve ölü doğumları kapsar. Doğumlar doğum olayı (örneğin ikizler veya üçüzler bir doğum olarak sayılır) olarak sayılır.
Post Koital Test (PCT):
İlişkiden 12 veya daha fazla saat sonra servikal mukusun, kadının mukusu ile erkeğin semeni arasındaki uyumu algılayabilmek açısından mikroskobik incelenmesi; sperm-mukus etkileşim problemlerini, sperm antikoru varlığını ve servikal mukus kalitesini incelemede kullanılan bir test.
Posttestiküler Sistem:
Spermi penis açıklığına kadar ileten kanallar; ayrıca seminal sıvıları üreten bezleri de kapsar.
Prematür Ejakülasyon:
Erkeğin, kadının vajinasının içine girmeden önce boşalması.
Prematür Ovaryen Yetmezlik:
Menapoz yaşı gelmeden önce overde folikül kalmaması durumu.
Pretestiküler Sistem:
Sperm üretiminin uyarılmasını ve erkek sekonder seks karakterlerinin gelişiminden sorumlu hormon.
Progesteron( Progestorone):
Kadının siklusunun ikinci yarısında korpus luteum tarafından üretilen hormon. Döllenmiş yumurtanın implantasyonunu kabul edecek şekilde uterus iç yüzünün kalınlaşmasını sağlar.
Progesteron Geri Alımı:
Menstrüel bozukluk ve amenorenin analizinde kullanılan bir diagnostik yöntem; progesteron alımından sonraki iki hafta içinde gözlenen kanama; östrojenin varlığı veya yokluğunu göstermeye ve uterus ve üreme kanallarının “kanama” yeteneğinin varlığını göstermeye yönelik bir yöntem. Ovülasyon indüksiyonundan önce progesteron geri alımı, bir menstrüel period başlatmak için kullanılabilir.
Prolaktin ( Prolactin ):
Emziren kadınlarda süt üretimini uyaran hormon. Fazla prolaktin infertiliteye neden olabilir.
Prostoglandin:
Uterus iç yüzü tarafından üretilen hormon. Aktif, genç endometrial implantlardan salgılanan prostoglandinlerin, üreme organları ile etkileşerek kas kasılması veya spazma sebep olduğu hipotezi mevcuttur.
Prostat Bezi ( Prostate Gland ):
Erkek üreme sisteminde, semenin vajinaya girdikten sonra 20 dakika ile 1 saat arasında likefiye olmasını sağlayacak bir maddeyi üreten kısmı.
Puberte ( Puberty):
Vücudun, erişkin düzeyinde seks hormonu (östrojen veya testosteron) üretmeye başlama ve yetişkin vücut karakteristiklerine bürünmeye başlama zamanı: göğüs gelişimi, pubik kıllanma, koltuk altı kıllanması, seksüel ergenlik kazanma.
Primer Testiküler Yetmezlik ( Primer testicular deficiency):
Konjenital, gelişimsel veya genetik kusurlar sonucunda oluşan testiküler malformasyon olup sperm üretimini engeller.

R

Rezistant Over ( Resistant over):

FSH tarafından gönderilen folikül uyarıcı sinyale yanıt veremeyen overdir. Pirimitif germ hücreleri overde yer alır ve bunlar FSH sitümülasyonuna cevap veremez.

Retrograd Ejakülasyon :

İdrar kesesinin tabanında yer alan sfinkter kasların yetmezliğinden dolayı, spermlerin penisin dışına taşınması yerine idrar kesesine geçişine neden olan erkek fertilite problemidir.

S

Servikal Mukus (Cervikal Mucus):
Serviks girişinde bulunan visköz bir sıvı. Genellikle bu koyu akıntı sperm ve bakterilerin girişini engeller. Ancak, siklus ortasında östrojenin etkisiyle bu sıvı incelir, akışkan hale gelir ve spermin girişine olanak tanır. Bkz ayrıca Serviks.
Servikal Smear (Cervical smear):
Östrojen ve lökosit varlığını yani enfeksiyon olup olmadığını değerlendirmek üzere alınan ve mikroskobik olarak incelenen servikal mukus örneği.
Servikal Stenoz (Cervikal Stenosis):
Konjenital bir bozukluk veya cerrahi prosedürlerin komplikasyonu sonucunda servikal kanalda görülen tıkanma. Bkz ayrıca Serviks.
Serviks (Cervix):
Uterus ve vajina arasındaki açıklık. Servikal mukus servikal kanalı kapatarak yabancı maddelerin üreme kanalına girmesini doğal olarak engeller. Serviks, gebelik boyunca kapalı tutulur ve doğum sırasında açılarak bebeğin gelişine olanak verir.
Serviks, İnkompetent (Cervix, Incompetent):
Gebelik sırasında prematür şekilde açılarak fetüsün kaybına yol açabilen güçsüz serviks. Böyle durumlarda serviksin gebelik sonuna kadar açılmaması için bir veya iki dikiş atılan, servikal serklaj denen yöntem uygulanabilir.
Silya (Cilia):
Fallop tüplerinin iç yüzünü döşeyen kıl benzeri yapılar. Bu kılların dalga şeklinde hareketleri, yumurtayı uterusa doğru yürütür.
Salpenjektomi:
Fallop tüplerinin cerrahi olarak alınmasıdır.
Salpenjiyolisis:
Reprodüktif organların fonksiyon ve hareketini kısıtlayan adezyonların cerrahi olarak alınmasıdır.
Salpingostomi/Fimbriyoplasti:
Fallop tüplerindeki cerrahi onarımdır, fimbriyanın açılması prosedürüdür.
Skrotum ( Scrotum):
Erkeklerde testisi saran deri ve ince kas kesesidir.
Sekonder İnfertilite ( Seconder infertility):
Çiftlerin bir gebelikten sonra diğer gebeliği elde edememesidir. Kesin medikal tanımlamayla çiftlerin gebeliğinin terme ulaşamamasıdır. Yaygın kanı çiftlerin bir tane biyolojik çocuğa sahip olması fakat diğerini dünyaya getirememesidir.
Sekonder Folikül (Seconder follicle):
Primer foliküldeki oositin büyümesi ile sitoplazmada oluşan değişikler sonucu ortaya çıkan kompleks.
Sekonder Seks Karakterleri:
Kadın ve erkeği birbirinden ayıran kalın ses, sakal ve büyük göğüs gibi fiziksel özelliklerdir. Seks hormonları (testosteron ve östrojen) uyarılarıyla oluşurlar.Bu karakterler aynı zamanda insanların olgunlaştığının göstergesidir (seksüel olgunluk).
Sekresyon Evresi (Secretion Phase):
Ovulasyonun gerçekleştiği 14. günden sonra endometriyumda üretilen salgılar döllenme olması durumunda implantasyon için uygun ortamı hazırlar.
Semen:
Erkek üreme kanalındaki seminal vezikül, prostat bezi ve diğer bezlerin salgılarını içeren ejekülatın sıvı olan kısmıdır. Semen spermler için koruyucu, besin desteği sağlar aynı zamanda spermlerin kadının vajinasına ulaşmasını sağlayan bir medyumdur. Semen ayrıca spermi içeren tüm ejakülat olarakta adlandırılabilir.
Semen Analizi:
Semen kalitesi incelemek için yapılan laboratuar testidir: sayı, konsantrasyon, morfoloji (şekil) ve motilite. İlave olarak semenin hacmini ve enfeksiyon göstergesi olan beyaz hücrelerin olup olmadığına da bakılır.
Semen Viskozitesi:
Semenin sıvı akışkanlığı veya kıvamıdır.
Seminal Vezikül:
Semenin büyük bölümünü oluşturan erkek üreme sistemindeki bezdir. Spermlerin beslenmesi için fruktoz içerir ve vajinanın girişinde semenin koagüle olmasına neden olan bir kimyasal içerir.
Seminifer Tübül ( Seminiferous tubulus ):
Matür spermleri bulunduran ve onların epididime ilerlemesini sağlayan testiküler tübüllerdir.
Sertoli Hücresi ( Sertoli cell):
Spermatidleri (olgun olmayan sperm hücresi) beslemekle görevli testis hücreleridir. Feed back hormon olan inhibin salgılarlar bu da FSH üretimini hipofiz bezi aracılığıyla düzenler. FSH ile uyarıldığında sertoli hücreleri spermatogenezi başlatır.
Servikal Kanal ( Servical canal):
Bir tarafında vajinal açıklığı takip eden serviks diğer tarafta uterin kaviteyi ifade eden kanal
Servikal Mukus ( Servical mucus):
Rahim ağzında bulunan bezlerden salgılanan sümüksü kıvamdaki sıvı. Bakterilerin rahme ulaşmasını engellemekte ve menstrual siklus boyunca değişiklik göstererek döllenmeye de yardımcı olur.
Serviks:
Uterusun alt uzantısı. Salgılarıyla mikroorganizma geçişini engeller, ovulasyon döneminde ise sperm geçişini kolaylaştırarak fertilizasyona yardımcı olur.
Sheehan Sendromu:
Doğum esnasında oluşan aşırı kanamadır.Ciddi miktardaki kan kaybı hipofiz bezini şoka sokar ve fonksiyonunu yitirmesine neden olur.
Sitogenetik Analiz( Cytogenetic analysis) :
Kromozom sayı ve bütünlüğünün değerlendirilmesi için yapılan analiz.
Sonogram (Ultrason):
Vücudun iç kısımlarında görüntü elde etmek için yüksek frekansta ses dalgaları kullanılır. Birçok fertilite tedavisinde folikül tespiti ve sayısının saptanmasında kullanılır. Ayrıca gebeliğin izlenmesi ve tespitinde kullanılır.
Sperm ( Spermatozoa):
Erkeğin genetik bilgisini kadının yumurtasına taşıyan mikroskobik erkek üreme hücresidir.
Sperm Aglütinasyonu ( Sperm agglutination):
Antikor veya enfeksiyon kaynaklı sperm kümelenmesidir.
Sperm Antikorları ( Sperm Antibody):
Sperme hasar veren ve saldıran antikorlardır. Ya erkeğin vücudu tarafından ya da kadının eşinin spermlerine karşı oluşturulabilir.
Sperm Kapasitasyonu ( Sperm capacitation):
Fertilizasyondan önce spermin nukleusundaki, membranındaki ve kuyruğundaki değişiklikler.
Sperm Sayısı ( Sperm count):
Ejakülattaki sperm sayısıdır. Aynı zamanda sperm konsantrasyonu olarakta adlandırılır ve mililitredeki sperm sayısını gösterir.
Sperm Matürasyonu ( Sperm Maturation):
Spermlerin gelişimi ve yüzme yeteneklerini kazanması işlemidir.Spermin matürasyona ulaşması yaklaşık doksan gün sürer.
Sperm Morfolojisi ( Sperm morphology) :
Örnekte yer alan normal spermlerin yüzde veya sayısını gösteren semen analizi faktörüdür. Anormal morfolojili spermler bükülmüş, çift veya kıvrık kuyrukları içerir.
Sperm Motilitesi ( Sperm motility):
Spermin yüzebilme yeteneğidir. Zayıf motilite spermin hedefi olan yumurtaya ulaşabilmesi için zor bir süreçtir.
Sperm Penetrasyonu ( Sperm penetration ) :
Fertilizasyon sürecinde spermin yumurtayı penetre edip genetik materyalini aktarmasıdır.
Sperm Viskozitesi ( Sperm viscosity):
Ejakülat verildikten sonra 5-30 dakika içinde likefiye olmalıdır. Bu süre sonunda yapılan değerlendirme semen örneğinin viskositesi hakkında bilgi verir.
Spermatogenezis ( Spermatogenesis):
Testislerde sperm üretimidir.
Spermiyogenez ( Spermiogenesis):
N kromozoma sahip spermatidlerin değişikliklere uğrayarak olgun sperm haline gelmesi süreci.
Split Ejakülat:
İnseminasyon için spermi konsantre etme yöntemidir, semen iki kısma ayrılır; ilk kısım ejakülattır ve sperm açısından zengindir, ikinci kısımda çoğunlukla seminal sıvıyı içerir.
Süperovulasyon:
Fertilite ilaçlarıyla çoklu ovulasyon stimülasyonudur, aynı zamanda kontrollü ovaryan hipersitimülasyon olarak bilinir.
SRY gen:
Cinsiyet farklanmasında Y kromozomu üzerindeki seks tanımlayıcı bölge olan genin proteini testis belirleyici faktördür. Varlığında erkek karakterler gelişirken, olmadığında dişi karakter oluşur.
Sekonder Testiküler Yetmezlik ( Seconder testicular deficiency):
Edinilmiş testiküler hasardır örneğin; ilaçlar, uzun süreli toksik maddelere maruz kalınma veya varikosel gibi.

T

Tıbbi Yardımla Konsepsiyon ( Medical Assisted Conception ):
Koitus olmadan gamet birleşmesi. Eş/partner veya donörden alınan semen ile yapılan ART prosedürleri ve intrauterin, intraservikal, intravajinal inseminasyonu kapsar.
Teratospermi ( Teratozoospermia):
Morfolojik olarak anormal olan spermlerin çoğunlukta olması
Tersiyer (Graaf) Folikül:
10 mm çapa ulaşmış üzerinde ovulasyonu bekleyen yumurtanın oluşturduğu çıkıntı bulunan matür folikül.
Testiküler Enzim Defekti ( Testicular Enzyme defect):
Testislerin hormon sitümülasyonuna cevabını engelleyen konjenital bir enzimdir. Oligospermi veya azoospermi ile sonuçlanır.
Testiküler Feminizasyon ( Testicular feminization ):
Erkek hormonu olan testosterona cevabı engelleyen enzimatik bir defektir. Erkek kadın gibi görünür fakat karyotipi normal XY, testosteron düzeyi erkeklerdeki normal aralıktadır.
Testiküler Sperm Aspirasyonu ( Testicular sperm aspiration):
Aspirasyon veya cerrahi yöntemle testis dokusunun sperm elde edilmesi amacıyla testisten alınmasıdır.
Testosteron ( Testosterone):
Testislerde ve adrenal bezlerde üretilen erkeklik hormonu.
Troid bezi ( Thyroid gland):
Metabolizma hızı artışını sağlayan, canlının büyümesinde etkili olan tiroid hormonunu üretir.
Totipotent:
Vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilme potansiyelindeki embriyonik hücreler.
TESE:
Testiküler Sperm Ekstraksiyonu.Testislerden cerrahi işlemle sperm elde edilmesi.
Trimester:
Gebeliğin ilk üç ayını ifade eder.
Tuba Uterina:
Yaklaşık 12 cm uzunluğunda tüp şeklindeki organlar. Ovidukt ya da fallop tüpleri olarak da adlandırılır.
Turner Sendromu:
Kadın infertilitesine eşlik eden en yaygın genetik defektir.Bu kadınlarda iki kromozom yerine sadece bir X kromozomu bulunur.

U

Uterus Septum:

Bir doku duvarıyla sağ ve sola bölünmüş uterustur.Uterus septumu olan kadınlarda erken gebelik kayıpları artar.

Ultrason taraması:

Yüksek sıklıktaki ultrason dalgaları kullanılarak uterus, yumurtalıklar ve fallop kanalları değerlendirilir.

Uterus:

Gebelik süresince embriyo ve fetusun yerleştiği, gebeliğin sonunda da bebeğin doğumunu sağlayan organ.

V

Vesiküla Seminalis:
Semene rengini veren, bol miktarda fruktoz içeren yardımcı üreme bezi.
Vitrifikasyon :
Bir dondurma tekniğidir.Yumurta ya da embriyonun hızlı bir şekilde dondurulması.

Y

Yumurta Toplanması (Egg Retrieval):
In vitro fertilizasyonda kullanılmak üzere ovaryen foliküllerden yumurta elde etme yöntemi. Yöntem, laparoskopik olarak ya da ultrason eşliğinde uzun bir iğne yardımıyla yapılabilir.
Yenidoğan sayısı:
Canlı doğum artı ölü doğum sayısı.

Z

ZIFT:
Zigot İntra -Fallopian Transfer. Yumurtanın sperm ile döllenmesinden sonra oluşan zigotun tuba uterinaya transferidir.
Zigot:
Henüz bölünmemiş döllenmiş yumurta hücresidir.

Klinik Embriyoloji Derneği sitesinden yararlanılmıştır.